
CBAM'da Esneme: Türk İhracatçıya Rekabet Avantajı mı?
Avrupa Birliği (AB) Konseyi'nin Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması'nda (CBAM) yaptığı basitleştirme, Türk ihracatçıları için yeni fırsatlar doğurabilir mi? Uzmanlar, düzenlemenin rekabet avantajı sağlayabileceğini belirtiyor. Yılda 50 tonun altında ithalat yapan firmaların CBAM şartlarından muaf tutulması bekleniyor. Bu durum, özellikle küçük ve orta ölçekli işletmeler (KOBİ) için önemli bir rahatlama sağlayabilir.
CBAM Esnemesi Ne Anlama Geliyor?
AB'nin CBAM düzenlemesindeki bu adım, ilk bakışta bir rahatlama gibi görünse de, aslında uygulamada oldukça sınırlı bir etki alanına sahip. Carbonaires Limited Yönetici Ortağı Rasih Öztürkmen, Türkiye gibi AB ile yoğun ticaret yapan bir ülke için bu sınırın kolayca aşılabileceğine dikkat çekiyor. Öztürkmen'e göre, düzenli ihracat yapan şirketler birkaç sevkiyatla dahi bu sınırı geçebilir. Bu nedenle, muafiyet daha çok tek seferlik veya çok küçük hacimli ihracatçılara yönelik. Ancak, bu adımın sembolik önemi büyük. Avrupa, küçük ihracatçıları zorlamadan düzenlemeyi hayata geçirme çabasında olduğunu gösteriyor.
Türk İhracatçıları İçin Fırsatlar
Öztürkmen, Türk ihracatçıları için bu sürecin bir maliyet kalemi değil, rekabet avantajı fırsatı olarak görülmesi gerektiğini vurguluyor. Bugünden başlayan firmaların sadece CBAM'a uyum sağlamakla kalmayıp, aynı zamanda AB'deki büyük alıcılar nezdinde de tercih edilen tedarikçi olacağını belirtiyor. Bu durum, Türk şirketlerinin Avrupa pazarındaki konumunu güçlendirebilir.
- Karbon raporlama
- Şeffaflık
- Sürdürülebilir üretim
CBAM kapsamına girmeyen şirketlerin bile orta vadede bu alanlarda hazırlık yapması gerekecek. Avrupa'da karbon ayak izi artık sadece bir regülasyon konusu değil, aynı zamanda ticaretin yeni kalite standardı haline geliyor.
Gelecekte Neler Bekleniyor?
CBAM düzenlemesindeki bu esneme, Türk ihracatçıları için kısa vadede bir nefes alma fırsatı sunsa da, uzun vadede karbon ayak izi ve sürdürülebilirlik konuları daha da önem kazanacak. Şirketlerin bu alanlarda yatırım yapması ve hazırlıklı olması, rekabet güçlerini artırmaları açısından kritik öneme sahip. Türk ihracatçılar, bu süreci bir tehdit olarak değil, bir fırsat olarak görmeli ve gerekli adımları atmalıdır. Avrupa pazarında kalıcı olmak ve büyümek isteyen şirketler için karbon nötr üretim ve sürdürülebilirlik, vazgeçilmez unsurlar haline gelecektir.