
Türk Mutfağı Haftası: İngilizleri Kıskandıran Lezzet Şöleni!
Bir zamanlar İngilizlerin mutfak konusundaki zayıflığını gözler önüne seren bir restoran afişi görmüştüm. Londra'nın ünlü alışveriş caddesi Oxford Street'i kesen bir sokakta bulunan bu restoranda, İtalyan sahibi İngiliz müşterilerinin kızarmış ekmek üzerine spagetti sipariş etmelerinden bıkmıştı ve restoranın camına "Spaghetti, but not on toast" (Spagetti, ama ekmek üstünde değil) yazmak zorunda kalmıştı. Bu afiş, İngiltere'deki beslenme alışkanlıklarına dair bir ipucu veriyor. Bugün bile İngiltere'de domates soslu spagetti konserveleri satılıyor ve birçok kişi bu konserveleri kızarmış ekmek üzerinde tüketiyor. İngilizlerin en az övündüğü konulardan biri de yemek kültürleri.
Türk Mutfağı Haftası'na Yoğun İlgi
Ancak benim amacım İngiltere'nin bu zayıf yönüne vurgu yapmak değil. Aslında niyetim, 21-27 Mayıs Türk Mutfağı Haftası'na gösterilen yoğun ilgiyi vurgulamak. Bu ilgi sadece lafta değil, gerçek bir ilgi. Edirne'den Hakkari'ye, Sinop'tan Van'a kadar Türkiye'nin dört bir yanında bu hafta kapsamında zengin sofralar kuruldu, asırlık yemek tarifleri insanları bir araya getirdi. 30'dan fazla ilde düzenlenen etkinliklerin yanı sıra, 22'nin üzerinde ülkede Türk lezzetleri insanları bir araya getirdi. Fas'tan Çin'e kadar geniş bir coğrafyada Türk mutfağı tanıtıldı.
Emine Erdoğan'ın Katkıları
Bu yıl dördüncüsü gerçekleşen bu özel haftanın bu kadar ilgi görmesinde, Anadolu'nun her köşesinde o yöreye özgü bir lezzetin olması kadar, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'ın konuyu sahiplenmesinin payı büyük. Bu yıl Türk Mutfağı Klasikleri temasıyla kutlanan hafta boyunca, kuru fasulye, karnıyarık, yaprak sarma gibi geleneksel Türk lezzetleri çeşitli ülkelerdeki kitle önderlerine tattırıldı, tanıtıldı. First Lady Emine Erdoğan'ın 20 ülkeden büyükelçilerin eşleriyle birlikte katıldığı Nevşehir'deki Türk Mutfağı Haftası etkinliklerinde buna bizzat tanık oldum.
Gastronomi ve Turizm İlişkisi
Nevşehir'de Anadoludakiler Kapadokya Pazarı'nın açılışıyla birlikte gerçekleşen etkinlikte, Kapadokya Üniversitesi Fabrika Yerleşkesi'nde kurulan pazarda bazı büyükelçiler asma yaprağının salamura yapılışı, turşu kurulması, yoğurt mayalanması gibi Türk mutfağının geleneksel tatlarının yapımını izledi. Kimileri de dayanamayıp önlük takıp hamur yoğurdu. Bütün bunlar Emine Erdoğan'ın Anadoludakiler Pazarı'nın açılışında yaptığı konuşmada da vurguladığı gibi Türkiye'nin gastro-diplomasisinde sahip olduğu güce de güzel birer örnek. Gastronomi duraklarımızın önemli birer turizm motivasyonu olduğunu hatırlatan First Lady'nin en önemli vurgusu ise, sofraların aynı zamanda Anadolu'daki birlik, beraberlik ve dayanışma ruhunun güçlenmesine ve sıfır atık hedeflerine sağladığı katkıydı.
Emine Erdoğan sözlerini aile ve sofraya ilişkin şu güzel tanımlamayla tamamladı: "Aile Yılı ilan edilen ettiğimiz bu yılda, sofra etrafında şekillenen yaşam pratiklerimize daha çok önem vermeliyiz. Unutmayalım ki sofranın kendisi, ruhun gıdası, gönlün şenliğidir. Böylesi sofralarda birbirine kenetlenen ailenin manevi bağışıklığı artar, olumsuz dış etkilere karşı korunur."
Nevşehirlilerin sabahtan itibaren sokaklarını, caddelerini süsleyerek First Lady Emine Erdoğan'ı karşıladıkları bu güzel gün, kentteki çok özel bir mekanda, Güray Müzesi'nde yörenin unutulmaz lezzetlerinin damaklarımızda bıraktığı eşsiz tadla son buldu.
İngiltere'den örnekle başladık öyle bitirelim, yemek deyip geçmeyin ülkede ne zaman işler biraz ters gitse Kraliyet ailesinin en popüler isimlerinin, İngiliz (Hint ve Akdeniz mutfağı ağırlıklı) sokak lezzetleri pazarı Borough Market'te boy göstermeleri hiç de boşuna değil. Sonuçta yemek hiçbir zaman sadece yemek değildir.