Prof. Dr. Ömer Akdağ'ın "Ahlaktan Sanata" başlıklı köşe yazısı, ahlaki değerler ile sanatın günümüzdeki yansımalarını derinlemesine irdeliyor. Ahilikten laikliğe, sevgiden tevazuya kadar birçok kavramı ele alan Akdağ, okuyucularına düşündürücü bir bakış açısı sunuyor. Yazar, özellikle eşyaya teslim olmayan ahlakın önemini vurgularken, günümüzdeki yozlaşmaya da dikkat çekiyor.

Ahilik ve Ahlaki Değerler

Akdağ, yazısında Ahilik kavramına özel bir önem atfediyor. Ahiliği "eşyaya teslim olmayan ahlak" olarak tanımlayan yazar, bu değerin günümüzde ne kadar yaşatıldığı sorusunu soruyor. Ahilik haftalarının kutlanmasının yeterli olmadığını, bu değerlerin özünün yaşatılması gerektiğini belirtiyor. Yazar, "lime tekûlûne mâ lâ tef'alûn" (yapmadığınız şeyleri neden söylüyorsunuz) ayetini hatırlatarak, kaybedilen değerlere dikkat çekiyor.

• Ahilik, eşyaya teslim olmayan ahlaktır.
• Ahilik, birliktelik ruhunu temsil eder.
• Ahilik, devlet-millet bütünleşmesinin pratize edilmiş şeklidir.

Laiklik ve Devlet Aklı

Yazar, laiklik konusuna da değiniyor ve bu kavramın bazı milli devletlerin temel kriteri olabileceğini belirtiyor. Ancak, İngiltere örneğini vererek, milli bir devletin laik olmak zorunda olmadığını vurguluyor. Akdağ, Türkiye'nin tarih boyunca fanatizme iltifat etmediğini, ancak bunun laik olduğu anlamına gelmediğini ifade ediyor. Laikliğin 19. yüzyılın bir ürünü olduğunu hatırlatan yazar, erken cumhuriyet dönemindeki tatbik şeklinin günümüzde aynı olup olmadığını sorguluyor.

Sanat ve Toplumsal Yozlaşma

Akdağ, yazısının sonunda sanat ve toplumsal yozlaşma arasındaki ilişkiye değiniyor. Fiziksel özellikleriyle öne çıkan ve "sanatçı" olarak nitelendirilen kişilerin sosyal medyadaki görüntülerini eleştiriyor. Yazar, "Giyinik haliyle tanıyamadık, kim bu?" şeklindeki yorumlara dikkat çekerek, sanatın ve sanatçının toplumdaki rolünün sorgulanması gerektiğini ifade ediyor. Vereceğiniz görüntünün sizi temsil ettiğini ve iradenizin emrinde olduğunuzu hatırlatıyor.

Prof. Dr. Ömer Akdağ'ın "Ahlaktan Sanata" başlıklı yazısı, günümüzdeki ahlaki değerlerin yozlaşması, laiklik anlayışı ve sanatın toplumdaki rolü gibi önemli konuları ele alıyor. Yazarın eleştirel ve düşündürücü yaklaşımı, okuyucuları derin bir muhasebeye davet ediyor. Özellikle ahilik kavramına yaptığı vurgu ve günümüzdeki uygulamaları sorgulaması, yazının en dikkat çekici noktalarından biri olarak öne çıkıyor.