Fikriye Güvenç, 2009 yılında askerlik görevini yaparken şüpheli bir şekilde hayatını kaybeden oğlu Recep Onur Altunbaş'ın ölümüyle ilgili adalet arayışında büyük bir şok yaşadı. Oğlunun ölümünün "intihar" olduğu yönündeki resmi açıklamaya inanmayan anne, 16 yıldır sürdürdüğü hukuk mücadelesinde hayal kırıklığına uğradı. Mahkeme kararıyla bir süre bağlanan vazife malullüğü aylığı iptal edilirken, Güvenç şimdi aldığı maaşı faiziyle birlikte devlete geri ödemekle yükümlü bırakıldı.

Oğlunun Ölümündeki Şüpheler

Fikriye Güvenç, oğlunun ölümünün ardında baskı ve ayrımcılığın olduğunu iddia ediyor. Güvenç'in ifadesine göre, oğlu askerlik boyunca bir uzman çavuş tarafından Alevi olması nedeniyle sürekli hakarete ve fiziksel şiddete maruz kaldı. Altunbaş'ın psikolojik olarak yıprandığını belirten Güvenç, intihar ettiği iddia edilen saatten kısa süre önce oğluyla telefonda görüştüğünü ve intihar ihtimaline inanmadığını vurguluyor.

Evrensel'in haberine göre, Fikriye Güvenç, oğlunun ölümünden önce maruz kaldığı muameleleri defalarca kendisine anlattığını belirtti. İddialara göre, Altunbaş askerliği boyunca bir uzman çavuş tarafından Alevi olması nedeniyle sürekli hakarete ve fiziksel şiddete maruz kaldı.

Mahkeme Kararları ve Geri Ödeme Şoku

Ankara 18. İdare Mahkemesi, ilk başta askerlikte maruz kalınan onur kırıcı muamelelerin intihar üzerinde etkili olduğuna kanaat getirerek Fikriye Güvenç'in SGK'ya yaptığı vazife malullüğü başvurusunu kabul etti. Ancak bu karar, Ankara Bölge İdare Mahkemesi 11. İdari Dava Dairesi tarafından bozuldu. Üst mahkeme, ölümün askerlikle doğrudan bağlantılı olmadığı ve kişisel nedenlere dayandığı gerekçesiyle davayı reddetti.

Mahkeme kararıyla Güvenç'in aylık alma hakkı iptal edildi ve SGK, daha önce ödenen maaşların faiziyle birlikte geri ödenmesini talep etti. 67 yaşındaki anne, yaklaşık 18 bin TL vekalet ücreti ve 1.308 TL yargılama gideriyle birlikte borçlandırıldı. Bu durum, zaten zor durumda olan Güvenç'i daha da perişan etti.

Oğlunun mezarı başında konuşan 67 yaşındaki Fikriye Güvenç, yaşadığı acıyı şu sözlerle dile getirdi: "1988’de kucağıma aldığım çocuğumu büyütmek için yıllarca terzilik yaptım, tuvalet temizledim. 3 çocuğumu babasız büyüttüm. Asker kınasını yaptım, oğlumu gönderdim. Orada Alevi olduğu için tokatlandı, küfür edildi. Bana sürekli anlatıyordu. Şimdi hem evladımı kaybettim hem de bana bağlanan maaşı faiziyle geri istiyorlar. Beni bir ekmeğe muhtaç ettiler. Oğlumun şehitliğini istiyorum."

Adalet Arayışı Sonuçsuz Mu?

Recep Onur Altunbaş, 30 Ocak 2009 tarihinde askerlik görevini yürütürken yaşamını yitirmiş ve olay resmi kayıtlara "intihar" olarak geçmişti. Ailesi ise ölümün arkasında sistematik baskı ve ayrımcılığın olduğunu savunarak hukuk mücadelesi başlatmıştı. Ancak gelinen noktada, annenin adalet arayışı sonuçsuz kalmış gibi görünüyor ve üzerine bir de maddi yük bindirilmiş durumda.

Fikriye Güvenç'in yaşadığı bu olay, Türkiye'de askerlik sırasında yaşanan şüpheli ölümler ve ailelerin adalet arayışındaki zorlukları bir kez daha gözler önüne seriyor. Annenin feryadı, yetkililerin bu tür olaylara daha duyarlı yaklaşması ve adil bir çözüm bulunması gerektiğinin önemli bir hatırlatıcısı niteliğinde.