İstanbul'da eski eşi tarafından hunharca katledilen Bahar Aksu'nun cenazesi, memleketi Edirne'de gözyaşları ve dualarla toprağa verildi. Şişli'de yaşanan bu acımasız olay, tüm Türkiye'yi yasa boğarken, Aksu'nun cenaze töreni Edirne'de büyük bir kalabalığın katılımıyla gerçekleşti.

Cenaze Törenine Yoğun Katılım

Bahar Aksu'nun cenazesi, morgdan alınarak Eski Cami'ye getirildi. Burada, genç kadının annesi Gülçin Küçüktorun, babası İbrahim Aksu, kardeşi Berin Nur Altınbaş ve diğer aile yakınları taziyeleri kabul etti. Öğle vakti kılınan cenaze namazının ardından Aksu'nun naaşı, Yenişehir Mezarlığı'nda defnedildi. Cenaze törenine, Edirne Belediye Başkanı Filiz Gencan Akın başta olmak üzere, AKP İl Başkanı Belgin İba, CHP İl Başkanı Harika Taybıllı, İl Genel Meclisi Başkanı Çiğdem Gegeoğlu, kadın muhtarlar, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ve çok sayıda vatandaş katıldı.

"Bu Bir Katliam!"

Edirne Belediye Başkanı Filiz Gencan Akın, gazetecilere yaptığı açıklamada, yaşanan olayın vahametine dikkat çekerek, "Bu, cinayetten öte bir katliamdır" dedi. Akın, kadın cinayetleri konusunun sadece hukuki değil, aynı zamanda sosyolojik bir problem olarak da ele alınması gerektiğinin altını çizdi. Kadın cinayetlerinin önlenmesi için toplumun her kesiminin sorumluluk alması gerektiğini vurguladı.

Aileden Duygusal Veda

Bahar Aksu'nun üvey babası Yücel Altınbaş ise, Aksu'yu öz evladı gibi sevdiğini belirterek, kadın cinayetlerinin durdurulması için sonuna kadar mücadele edeceğini söyledi. Altınbaş, "Bahar, sadece bizim değil, tüm Türkiye'nin evladıydı. Bu acıyı yaşamamak için elimizden geleni yapacağız" ifadelerini kullandı.

Türkiye'de son yıllarda artan kadın cinayetleri, toplumun kanayan yarası olmaya devam ediyor. Bahar Aksu'nun acı ölümü, bu soruna bir kez daha dikkat çekerek, yetkilileri ve toplumu harekete geçmeye çağırıyor. Kadın cinayetlerinin önlenmesi için daha etkin yasal düzenlemelerin yapılması, toplumsal farkındalığın artırılması ve şiddete karşı sıfır tolerans politikasının uygulanması büyük önem taşıyor. Unutulmamalıdır ki, her kadın cinayeti, bir hayatın sönmesi ve bir ailenin yok olması anlamına geliyor.