CHP'den AKP'ye Şok Suçlama! İBB Araçları Nereye Kayboldu?
Gündem

CHP'den AKP'ye Şok Suçlama! İBB Araçları Nereye Kayboldu?


18 June 20255 dk okuma8 görüntülenmeSon güncelleme: 30 June 2025

CHP Genel Başkan Yardımcısı Deniz Yavuzyılmaz, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne (İBB) ait 59 aracın AKP döneminde yasa dışı bir şekilde AKP İstanbul İl Başkanlığı'na tahsis edildiği iddiasıyla İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulundu. Yavuzyılmaz, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, araçların plaka ve marka bilgilerini de paylaşarak kamuoyunun dikkatini çekti.

AKP'ye İBB Araçları Mı Tahsis Edildi?

Deniz Yavuzyılmaz, AKP döneminde İBB'ye ait 59 aracın AKP teşkilatlarına tahsis edildiği iddiasını gündeme getirdi. Yavuzyılmaz, yaptığı açıklamada, "AK Parti dönemi İBB’de; yasa dışı olarak, AK Parti İstanbul İl Başkanlığı'na, toplam 14.657 gün tahsis edilen 59 araçla ilgili suç duyurusunda bulunduk. Bakalım kamu davası açılacak mı?" ifadelerini kullandı. Yavuzyılmaz, İBB'ye ait araçların AKP teşkilatlarına tahsis edilmesinin yasalara aykırı olduğunu ve bu durumun kamuoyunun vicdanını yaraladığını belirtti.

Yavuzyılmaz'ın paylaştığı suç duyurusu dilekçesinde, 59 aracın plaka ve marka bilgileri de yer aldı. İşte o araçlardan bazıları:

  • 34NZ7552- Volkswagen Passat
  • 34NZ7543- Volkswagen Passat
  • 34BFG184- Volkswagen Passat
  • 34BGC830- Volkswagen Passat
  • 34NZ1483- Volkswagen Passat

Yavuzyılmaz, bu araçların 14.657 gün boyunca AKP İstanbul İl Başkanlığı'na tahsis edildiğini iddia etti. Bu durumun kamu kaynaklarının kötüye kullanılması anlamına geldiğini savunan Yavuzyılmaz, sorumluların yargı önünde hesap vermesi gerektiğini vurguladı.

Suç Duyurusunun Ardından Neler Olacak?

CHP'li Yavuzyılmaz'ın suç duyurusunun ardından gözler İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na çevrildi. Savcılığın, iddiaları soruşturarak kamu davası açıp açmayacağı merakla bekleniyor. Kamu davası açılması durumunda, AKP dönemindeki İBB yöneticileri ve AKP İstanbul İl Başkanlığı yetkilileri yargılanacak. Bu süreçte, araçların yasa dışı bir şekilde tahsis edilip edilmediği, kamu kaynaklarının kötüye kullanılıp kullanılmadığı gibi sorulara yanıt aranacak.

Bu tür iddiaların soruşturulması ve gerçeğin ortaya çıkarılması, hukukun üstünlüğünün sağlanması açısından büyük önem taşıyor. Kamuoyunun, bu sürecin şeffaf bir şekilde yürütülmesini ve sorumluların cezalandırılmasını beklemesi en doğal hakkı. Türkiye'de siyasi partilerin ve kamu kurumlarının faaliyetlerinin denetlenmesi, demokrasinin sağlıklı bir şekilde işlemesi için vazgeçilmez bir unsur.

Bu iddialar, Türkiye'de siyasetin ve kamu yönetiminin ne kadar şeffaf ve hesap verebilir olduğu sorusunu bir kez daha gündeme getiriyor. Umuyoruz ki, bu suç duyurusu, benzer olayların yaşanmasının önüne geçilmesi için bir fırsat olur ve kamu kaynaklarının daha dikkatli ve sorumlu bir şekilde kullanılmasına katkı sağlar.