Aşırı yemenin ibadet hayatını nasıl etkilediği ve alimlerin bu konudaki uyarıları yeniden gündeme geldi. İslam alimleri ve önemli şahsiyetler, ölçülü beslenmenin dinî ve manevi hayatımız üzerindeki olumlu etkilerini vurguluyor. Peki, çok yemek gerçekten kalbi karartır mı? İşte bu sorunun cevabı ve detaylar.

Çok Yemenin Ahiretteki Karşılığı: Açlık

İslam alimlerinin ve Ashâb-ı Kirâm'ın asırlardır aktardığı "ölçülü yeme" tavsiyeleri günümüzde de önemini koruyor. Rivayetlere göre, insanın yemek içmekten maksadı sadece lezzet almak değil, aynı zamanda ibadetlere güç kazanmaktır. Ancak, fazla yemenin hem dünyevî hem de manevî zararlara yol açabileceği belirtiliyor. Selmân-ı Fârisî Hazretleri’nin aktardığına göre Resûlullah Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Dünyada karnını tıka basa dolduranlar, âhirette en çok açlık çekecek olanlardır.”

Peygamber Efendimiz'den (s.a.v.) Uyarılar

Ebû Cuhayfe (r.a.) tarafından aktarılan bir hadise göre, fazla yediği için geğiren bir sahabeye Peygamber Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Geğirmeye mani ol. Dünyada karnını tıka basa dolduranlar âhirette en çok açlık çekecek olanlardır.” Bu uyarı üzerine Ebû Cuhayfe (r.a.),hayatı boyunca doyuncaya kadar yemek yememeye özen göstermiştir. Hz. Âişe (r.anhâ) ise, ümmete gelecek ilk belânın çok yemek olduğunu ve bunun kalpleri ibadetten uzaklaştıracağını belirtmiştir. Aşırı yemenin bedeni tembelleştirdiği, nefsi hevâya sevk ettiği ve kulluk bilincini zayıflattığı da sıkça vurgulanır.

Ölçülü Beslenme ve İbadet İlişkisi

Hz. Ömer (r.a.)’ın şu sözleri de dikkat çekicidir: “Çok yemekten sakınınız; o, namazda tembelliğe, vücutta hastalığa ve yorgunluğa sebep olur. Yeme ve içmede mutedil olun, böyle yapmak ibadete daha kuvvet vericidir.” Tâbiîn ve zâhidler de "Mide dolunca beden isyan eder" diyerek aşırı yemenin olumsuz sonuçlarına işaret etmişlerdir. Fudayl bin Iyaz’ın (r.a.) ise şu sözü sıkça alıntılanır: “İki haslet kalbi karartır: Çok konuşmak ve çok yemek.”

• Namazda tembellik
• Gaflet
• Kalp katılığı

Klasik kaynaklarda çok yemenin bu gibi durumlara yol açtığı ifade edilir. Ölçülü beslenme ise ibadete kuvvet verir.

Sonuç olarak, İslam alimlerinin ve Peygamber Efendimiz'in (s.a.v.) uyarıları doğrultusunda, ölçülü beslenmenin dinî ve manevi hayatımız için büyük önem taşıdığı anlaşılmaktadır. İhtiyaç kadar yemek yemek, nefsin lezzet ve isteklerine göre değil, bedenin zaruri ihtiyacına göre beslenmek, hem dünya hem de ahiret saadetine katkı sağlayacaktır. "Üçte biri yemek, üçte biri su, üçte biri nefes" prensibi de bu dengeyi sağlamak için önemli bir rehberdir.