Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) tarafından düzenlenen 66. Türkiye Gazetecilik Başarı Ödülleri'nde, Samsun Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Mehmet Yazıcı, "Doğuş Can'ı kim öldürdü?" başlıklı köşe yazısıyla "En İyi İnternet Özgün Köşe Yazısı" ödülüne layık görüldü. Bağımsız gazeteciliğin önemli bir temsilcisi olan bu ödül, Yazıcı'nın duyarlı ve etkileyici kalemini bir kez daha taçlandırdı.

Ödül Töreni ve Anlamlı Konuşma

Tören, TGC Burhan Felek Konferans Salonu’nda gerçekleşti. Genel Sekreter Sibel Güneş'in sunumuyla başlayan tören, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk ve tüm gazeteciler için saygı duruşuyla başladı. Mehmet Yazıcı, ödülünü TGC Balotaj Kurulu Üyesi Haşmet Yavuz’un elinden aldı.

Yazıcı, ödülünü alırken yaptığı konuşmada duygularını şu sözlerle ifade etti:“Bu ödül, benim değil; adalet ararken hayal kırıklığına uğrayan, sessizce aramızdan ayrılan Doğuş Can’ın anısına yazılmış bir yazının hatırlattığı vicdandır. O yazıyı kaleme alırken, bir gazeteciden çok bir insan, bir abi, bir baba, bir yurttaş olarak hissettim. Çünkü karşımızda bir haber konusu değil, bir hayat vardı. Ve o hayat, adil olması gereken bir sürecin hoyratlığına kurban gitti. Bugün burada sadece bir ödülün gururunu paylaşmak için değil, bu çığlığı da duyurmak istediğim için bulunuyorum. Bu ödül, işe girmek için katıldığı mülakatta hayal kırıklığına uğrayan ve kaldığı KYK yurdunun 6. katından atlayarak yaşamına son veren Doğuş Can’ın anısına yazılmış bir yazının bize hatırlattığı vicdandır.”

"Doğuş Can'ı Kim Öldürdü?" Yazısının Önemi

"Doğuş Can'ı Kim Öldürdü?" başlıklı köşe yazısı, genç bir insanın yaşadığı umutsuzluğu ve adaletsizliği çarpıcı bir şekilde gözler önüne seriyor. Yazıcı, bu yazısıyla sadece bir gazetecilik başarısı elde etmekle kalmayıp, aynı zamanda toplumsal bir vicdanı da harekete geçirmeyi başardı.

Yazıcı, konuşmasının devamında şu ifadelere yer verdi:“Doğuş Can’ı Kim Öldürdü?” sorusunu sormak kolay değildi. Ama asıl zorluk, cevabın nerede olduğunu herkesin bilmesine rağmen kimsenin üzerine alınmamasıydı. Bu ülkede hâlâ torpilsiz işe girmenin, hakkıyla yaşamanın mümkün olduğunu düşleyen gençler var. Doğuş Can, o gençlerden biriydi. Dürüsttü, umutluydu. Ve onun umutlarını, bir mülakat odasında, gayri ciddi sorularla ve ayak oyunlarıyla elinden aldılar. Bu ödül, o umudun ardından bırakılan bir ağıttır, sessiz bir çığlıktır! Bu ağıta kulak veren, bu haykırışı duyan değerli jüri üyelerine ve Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı ve yönetimine çok teşekkür ediyorum.”

Bu anlamlı ödül, Mehmet Yazıcı'nın duyarlı gazetecilik anlayışının ve Doğuş Can'ın unutulmaması gerektiğinin bir simgesi olarak tarihe geçti. Yazıcı'nın bu başarısı, gençlerin umutlarını yeşertmek ve adaleti savunmak adına önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.