
Fransa'da Halk Hareketi mi Başlıyor? Sokaklar Karışacak!
Fransa'da sokaklar, siyasi iktidarın çözüm bulamadığı sorunlar nedeniyle yeniden hareketleniyor. Başbakan François Bayrou'nun açıkladığı 2026 bütçe tasarısı ve hükümetin düşmesi, toplumsal bir hareketin doğuşuna zemin hazırladı. Cumhurbaşkanı Macron'un politikaları ise bu gelişmelerin merkezinde yer alıyor.
Siyasi Kriz ve Toplumsal Hareketlilik
Haziran 2024 Avrupa Parlamentosu seçimlerinin ardından kurulan Nouveau Front Populaire (NFP),Fransız solunu bir araya getirerek önemli bir başarı elde etti. Ancak, seçimlerden sonra kurulan hükümetlerin istikrarsızlığı ve Macron'un politikaları, halkın tepkisini çekti. 10 Eylül'de başlayan "Bloquons-tout / Her şeyi durduralım" çağrısı, ekonomik ve siyasal kararlara karşı yeni bir örgütlenme biçimi olarak ortaya çıktı.
Bu hareket, sendikalar, yerel inisiyatifler ve çeşitli siyasal eğilimlerin kesiştiği bir platform sunuyor. 2018'deki "Gilets Jaunes / Sarı Yelekliler" deneyimini hatırlatsa da, yeni dinamiklerle devlet-toplum arasındaki gerilimin yeni bir halk hareketine dönüşüp dönüşmeyeceği merak konusu.
"Her Şeyi Durduralım" Hareketi
"Bloquons tout" çağrısı, Mayıs 2025'te Kuzey Fransa'daki "Les Essentiels" adlı sivil bir kolektif içinde Telegram üzerinden yayıldı. Temmuz ayında Başbakan François Bayrou'nun tasarruf önlemleri duyurmasıyla hareket, 10 Eylül'ü tepki günü olarak seçti. Hareketin talepleri ise şöyle:
- Vergi politikasında değişiklik
- Alt-orta sınıf ve emekçi kesimin yaşam düzeyinin iyileştirilmesi
- Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un istifası
- Altıncı Cumhuriyet’in temellerinin atılması
Hükümetin düşmesinden sonra Sol Blok'tan yapılan açıklamalarda, Macron'un politikalarına karşı sert eleştiriler yer aldı. Jean-Luc Mélenchon, "Bayrou düştü. Halk için bir zafer ve rahatlama. Macron artık doğrudan halkın karşısında. O da gitmeli," ifadelerini kullandı.
Fransa'nın Geleceği: 6. Cumhuriyet mi?
Fransa'da yaşanan bu gelişmeler, kurumsal istikrarsızlık ve toplumsal hareketliliğin iç içe geçtiği bir döneme işaret ediyor. "Bloquons-tout / Her şeyi durduralım" çağrısı, mevcut ekonomik ve siyasal krizin ötesinde, toplumsal aktörlerin alternatif örgütlenme biçimleri geliştirme potansiyelini gösteriyor.
Bu hareketin yatay yapısı, sendikal ve yerel inisiyatiflerle kurduğu bağlar ve farklı siyasal eğilimlerden aldığı destek, Fransa'da toplumsal mobilizasyonun dönüşümüne dair önemli ipuçları sunuyor. Önümüzdeki süreç, bu dinamiklerin kalıcı bir halk hareketine mi dönüşeceğini, yoksa anlık bir tepki dalgası olarak mı kalacağını belirleyecek.
Bu gidişatın, Fransa’da uzun süredir tartışılan 6. Cumhuriyet perspektifine kapı aralayıp aralamayacağını önümüzdeki süreç gösterecektir. "6. Cumhuriyet" talebi, sadece anayasal bir revizyon değil, aynı zamanda daha katılımcı, daha adil ve ekolojik duyarlılıkları içeren yeni bir toplumsal sözleşme arayışını ifade etmektedir.