Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, İstanbul'daki kentsel dönüşüm çalışmalarına dikkat çekerek önemli açıklamalarda bulundu. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanvekili ve 39 ilçe belediye başkanı ile yapılan toplantıda, İstanbul'daki riskli yapı stoku ve yapılması gerekenler masaya yatırıldı. Bakan Kurum, İstanbul'da acil dönüşmesi gereken 600 bin konut olduğunu vurgulayarak, kentin deprem riskine karşı hazırlıklı olması gerektiğinin altını çizdi.
İstanbul'da Kentsel Dönüşümün Önemi
İstanbul, Türkiye'nin en büyük ve en kalabalık şehri olmasının yanı sıra, önemli bir ekonomik ve kültürel merkezdir. Ancak, aynı zamanda deprem kuşağında yer alması nedeniyle de büyük bir risk taşımaktadır. Özellikle 1999 Marmara depremi, İstanbul'un deprem gerçeğiyle yüzleşmesine neden olmuş ve kentsel dönüşüm çalışmalarının hızlandırılması gerekliliğini ortaya koymuştur. Kentsel dönüşüm, mevcut yapı stokunun yenilenmesi, riskli yapıların tespit edilerek yıkılması ve yerine daha güvenli ve modern binaların inşa edilmesi anlamına gelmektedir. Bu sayede, deprem riskinin azaltılması ve can kayıplarının önlenmesi hedeflenmektedir.
Bakan Kurum, İstanbul'un Türkiye'nin kalbi olduğunu belirterek, kentsel dönüşüm çalışmalarının önemine vurgu yaptı. 2025 yılı itibarıyla İstanbul'da 8 milyon 70 bin ev ve iş yeri bulunduğunu, bunun 3 milyon 393 bininin 2000 yılı ve öncesinde yapıldığını ifade etti. 2000 yılındaki bina stokuna bakıldığında kentin tamamının riskli olduğunu, ancak yapılan düzenlemeler, mevzuat değişiklikleri ve inşa çalışmalarıyla İstanbul'un %60'ının güvenli hale geldiğini söyledi. Ancak, halen acil dönüşmesi gereken 600 bin konutun bulunduğunu belirterek, bu konutların bir an önce dönüştürülmesi gerektiğini vurguladı.
Kentsel Dönüşümde İzlenecek Yollar
Kentsel dönüşüm sürecinde, öncelikle riskli yapıların tespit edilmesi ve bu yapıların yıkılarak yerine yenilerinin yapılması gerekmektedir. Bu süreçte, vatandaşların mağdur olmaması için gerekli tedbirlerin alınması, hak sahiplerinin haklarının korunması ve yeni konutların yapımı için uygun finansman modellerinin oluşturulması büyük önem taşımaktadır. Ayrıca, kentsel dönüşümün sadece binaların yenilenmesiyle sınırlı kalmaması, aynı zamanda çevre düzenlemesi, yeşil alanların artırılması, sosyal donatı alanlarının oluşturulması gibi unsurları da içermesi gerekmektedir. Bu sayede, kentsel dönüşüm sadece deprem riskini azaltmakla kalmayacak, aynı zamanda yaşam kalitesini de artıracaktır.
Kentsel dönüşüm sürecinde, yerel yönetimlerin, merkezi hükümetin ve vatandaşların işbirliği içinde hareket etmesi büyük önem taşımaktadır. Yerel yönetimler, riskli yapıların tespit edilmesi, imar planlarının hazırlanması ve kentsel dönüşüm projelerinin yürütülmesinde önemli bir rol oynamaktadır. Merkezi hükümet ise, finansman desteği sağlayarak, mevzuat düzenlemeleri yaparak ve kentsel dönüşüm sürecini teşvik ederek sürece katkıda bulunmaktadır. Vatandaşlar ise, kentsel dönüşüm projelerine destek vererek, kendi binalarının yenilenmesine katkıda bulunarak ve yeni yaşam alanlarının oluşturulmasına destek vererek sürece dahil olmaktadır.
Kentsel Dönüşümde Karşılaşılan Zorluklar
Kentsel dönüşüm süreci, birçok zorluğu da beraberinde getirmektedir. Özellikle, mülkiyet sorunları, finansman sorunları, bürokratik engeller ve vatandaşların direnci gibi faktörler, kentsel dönüşümün hızını yavaşlatabilmektedir. Bu nedenle, kentsel dönüşüm sürecinde karşılaşılan zorlukların aşılması için gerekli tedbirlerin alınması, çözüm odaklı yaklaşımların geliştirilmesi ve tüm paydaşların işbirliği içinde hareket etmesi gerekmektedir.
- Mülkiyet sorunlarının çözülmesi için, tapu kayıtlarının güncellenmesi, hissedarlar arasındaki anlaşmazlıkların giderilmesi ve hak sahiplerinin haklarının korunması gerekmektedir.
- Finansman sorunlarının çözülmesi için, uygun kredi imkanlarının sağlanması, devlet destekli finansman modellerinin oluşturulması ve özel sektörün kentsel dönüşüm projelerine yatırım yapması teşvik edilmelidir.
- Bürokratik engellerin aşılması için, mevzuatın sadeleştirilmesi, izin süreçlerinin hızlandırılması ve yerel yönetimlerin yetkilerinin artırılması gerekmektedir.
- Vatandaşların direncinin kırılması için, kentsel dönüşümün faydalarının anlatılması, vatandaşların bilgilendirilmesi ve sürece dahil edilmesi gerekmektedir.
İstanbul'da 600 bin konutun acil dönüşmesi gerektiği gerçeği, kentsel dönüşümün ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gözler önüne sermektedir. Bu konutların bir an önce dönüştürülmesi, İstanbul'un deprem riskine karşı daha dirençli hale gelmesini sağlayacak ve olası bir depremde yaşanacak can kayıplarının önüne geçecektir. Kentsel dönüşüm, sadece binaların yenilenmesiyle sınırlı kalmamalı, aynı zamanda çevre düzenlemesi, yeşil alanların artırılması ve sosyal donatı alanlarının oluşturulması gibi unsurları da içermelidir. Bu sayede, İstanbul daha yaşanabilir bir şehir haline gelecektir.