Köstebekler Aslanlara Bakmaz! İçimize Dönme Vakti Geldi
Gündem

Köstebekler Aslanlara Bakmaz! İçimize Dönme Vakti Geldi


17 October 20255 dk okuma38 görüntülenmeSon güncelleme: 15 November 2025

Zapataların sevdiğim hikâyelerinden biri şöyle başlar: “Aslan güçlü değil, öteki hayvanlar güçsüz olduğu için güçlüdür. Aslan, ötekilerin etini yiyerek yaşar, çünkü ötekiler yenmelerine izin verir. Aslan pençeleriyle ya da dişleriyle öldürmez. Bakarak öldürür." Bu hikaye, günümüzdeki birçok durumu anlamak için bize bir metafor sunuyor. Peki, biz bu "aslan" bakışına karşı nasıl durmalıyız?

Aslanın Bakışı ve Köstebeklerin Direnişi

Aslan, sessizce yaklaşır, sıçrar ve kurbanını bir hamlede alaşağı eder. Şaşkınlık yaratarak onu yakalar ve sonra da seyreder. Zavallı hayvan, çaresizce kendisine bakan aslana bakar. Hayvanın gördüğü, artık aslanın kendisi değildir. Aslanın baktığına, aslanın bakışlarındaki hayvancığın görüntüsüne bakmakta ve aslanın baktığında gördüğü, yani o zayıf ve güçsüz hayvanı fark etmektedir. Hem aslanın ona bakışındaki küçümsemeyi hem gözlerinde yansıyan kendi görüntüsünün gösterdiği çaresizliği görür. İki yönlü kuşatılmıştır. Bundan ötürü aslanın bakışına bakarak korkuyu görür.

Tek bir hayvan vardır aslana bakmayan, ondan korkmayan; köstebek… Aslan pençe atsa tırmalayarak cevap verir. Küçüktür tırnakları ama acıtır akıttığı kan. Köstebeğin gözleri tam görmez, halliyle dışarıya bakmaz, içeriye bakar. Kendi yüreğine bakar… Kendi yüreklerine bakan insanlar da korkmaz aslanlardan… Hikaye şöyle devam eder: “Hükümet Meksika halkından korkuyor o yüzden bu kadar polisi, askeri ve gücü var. Korkusu çok büyük, kocaman; bunun karşılığı olarak da kendisi küçük, küçücük. Bizlerse kan ve acıyla un ufak edip unutulmuşluğa havale ettik korkuyu… Bu yüzden büyüğüz, çok büyüğüz.”

Günümüzde "Aslan" Aklı

Şimdi ilginç bir zamandayız. Çünkü, “aslan” aklı, bugün her yere sızmış durumda. Sadece Meclis koridorlarında değil; manşetlerde, troll'lerin dilinde, koltuk hesaplarının cümlelerinde. İmtiyazlı biziz, ülkenin yasaları bizimdir diyerek “barış”a karşı kurulan her cümle, o eski avın tekniğini tekrar ediyor: Bakışla öldürme. Hakaret, yafta, küfür ve terör diye bağırarak; gözümüze, ruhumuza zayıf, suçlu ve kişiliksiz bir karakter yerleştirmeyi amaçlıyorlar. Hakikatlerimiz savunma pozisyonuna çekilince zevkten dört köşe olanlar, inancımızı kırarak yol almaya özen gösteriyorlar. İnanç düşerse her şeyin düşeceğine ikna olmuş durumdalar.

Fakat iyi bilinmelidir ki biz köstebeklerdeniz. Hep içimize bakarak geldik bugünlere. 50 yıldır bin bir emekle örülen bu yolda taşıdığımız yaralar açık; fakat o yaraların esiri olmadığımız da açık. Haliyle nobranın bakışına, diline, kelimesine bakmamayı öğreneli çok oldu. Hakarete cevap vermek için değil, sadece hakikati kurmak için konuşan bir gelenekten söz ediyoruz. Tek başına değil, birlikte olma cesaretinin adı siyasettir diyen bir akışın içindeyiz.

Toprağa, Suya ve Birbirimize Bakmak

Onlar bağırırken, biz birbirimizle daha çok konuşacağız. Onlar nefretle ayırırken, biz inatla birbirimize sarılacağız. Onlar yalanlarla dolu bir tarih anlatırken, biz kendi tarihsel gerçeğimizi ifade edeceğiz. Özetle bizi bitirmek isteyen o bakışa bakmayacağız. Toprağa, suya ve birbirimize bakacağız. Şunu yüksek sesle soracağız:

  • Doğru bir yaşamda doğru bir özgürlük kavrayışında, haklı bir kavgada, haklı bir direnişte, varoluş sancısında ve kendi olmak, kendi benliğini bulmak arayışında ve hakikati teslim etmede pes etmek var mıdır?
  • Yoktur, olamaz.

Tüm kitapları yanlış kelimelerden, tüm hayatı yanlış cümlelerden oluşan günümüz faşistlerine, derviş kılıklı çömezlere, savaş borazanı hastalıklı yöneticilere aldanmayalım. Sahte gururlara, caka satanlara yine kendi içimize ve etrafımıza bakarak cevap verelim.

Sonuç olarak, "aslan" bakışının yarattığı korkuya yenik düşmek yerine, bir köstebek gibi içimize dönmeli, kendi gücümüzü ve hakikatimizi keşfetmeliyiz. Birlikte hareket ederek, birbirimize destek olarak ve kendi tarihimizi anlatarak bu bakışa karşı durabiliriz. Unutmayalım ki, doğru bir yaşamda pes etmek yoktur!