
Naciye Hanım: Osmanlı'nın İlk Kadın Fotoğrafçısı Kimdi?
Türkiye'nin ilk Müslüman kadın fotoğrafçılarından biri olan Naciye Hanım'ın hayatı, fotoğraf tarihçisi Gülderen Bölük'ün "Cicim – Naciye Hanım ve Türk Hanımlar Fotoğrafhanesi’nin Hikâyesi" adlı eseriyle gün yüzüne çıkıyor. Kitap, Naciye Hanım'ın yaşamını ve fotoğrafçılık serüvenini detaylı bir şekilde ele alırken, aynı zamanda Osmanlı toplumunda kadının ve fotoğraf sanatının yerini de gözler önüne seriyor.
Naciye Hanım'ın Hayatı ve Ailesi
1881'de Üsküp'te doğan Naciye Hanım, Osmanlı subayı Alyanak Mustafa Paşa'nın kızıdır. 1903'te Yüzbaşı İsmail Hakkı Bey ile evlenen Naciye Hanım'ın Nusret, Fikret ve Nedret adında üç çocuğu olur. Balkan Savaşı'nın ardından ailesiyle birlikte İstanbul'a göç ederler. Eşi İsmail Hakkı Bey, sanatın ve özellikle fotoğrafçılığın birçok alanına ilgi duyan bir askerdir. Viyana'dan getirdiği ekipmanlarla konaklarının çatı katında bir fotoğrafhane kurar ve Naciye Hanım burada fotoğraf çekmeyi öğrenir.
Türk Hanımlar Fotoğrafhanesi'nin Kuruluşu
Eşinin cephede olduğu dönemlerde maddi zorluklar yaşayan Naciye Hanım, 1918'de Beşiktaş'ta "Türk Hanımlar Fotoğrafhanesi-Naciye" adıyla kendi fotoğrafhanesini açmaya karar verir. Kısa sürede ünlenen fotoğrafhane, özellikle kadın müşterilerin ilgisini çeker. Cephedeki eşlerine fotoğraf göndermek isteyen kadınlar, Naciye Hanım'ın stüdyosunda poz verirler. Beyazıt'taki yeni mekân, Müslüman kadınlar kadar Fransız kadınlarının da uğrak yeri haline gelir. Naciye Hanım, fotoğrafhane dışında özel günlerde de çekimler yapar, sünnet ve evlilik törenlerine katılır.
Naciye Hanım'ın Mirası
Naciye Hanım, 1918'de Kadınlar Dünyası'na verdiği ilanda kendisini kadınların ve çocukların fotoğrafçısı olarak tanıtır. Türk Hanımlar Fotoğrafhanesi'nin yaklaşık on iki yıl boyunca açık kaldığı dönemde çekilen fotoğraflar, Naciye Hanım'ın en büyük müşteri kitlesinin kadınlar olduğunu gösterir. Profesyonel olarak fotoğrafçılık yapan ilk Müslüman kadın olan Naciye Hanım, fotoğrafhanesinde fotoğrafçılığa meraklı kadınlara dersler verir. Sultan Reşad'ın torunları da bu derslere katılanlar arasındadır. Naciye Hanım, 1927'de Ankara'ya taşınarak fotoğrafhaneyi oğluna devreder. Edebiyat dünyasının ünlü isimleriyle dostluk kurar ve 1973'te İstanbul'da vefat eder.
Naciye Hanım'ın hayatı ve çalışmaları, Osmanlı İmparatorluğu'nun son dönemlerinde ve Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk yıllarında kadınların sosyal hayattaki rolünü ve sanata olan katkılarını anlamak için önemli bir pencere açıyor. Onun hikayesi, kadınların azmi ve yetenekleriyle neler başarabileceğini gösteren ilham verici bir örnek teşkil ediyor.













