Rusya'dan NATO'ya Şok Uyarı! Kabul Etmeyeceğiz!
Gündem

Rusya'dan NATO'ya Şok Uyarı! Kabul Etmeyeceğiz!


21 August 20255 dk okuma10 görüntülenmeSon güncelleme: 23 August 2025

Rusya Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Dmitriy Medvedev, Ukrayna'ya NATO barış gücü gönderilmesine kesinlikle karşı olduklarını ve Rusya'nın böyle bir güvenlik garantisini asla kabul etmeyeceğini belirtti. Fransa Cumhurbaşkanı Macron'un asker gönderme fikrine ise sert sözlerle yüklendi. Bu açıklamalar, Rusya-NATO ilişkilerindeki gerilimi bir kez daha gözler önüne serdi.

Medvedev'den Sert Uyarılar ve Macron'a Eleştiri

Medvedev, ABD merkezli X platformu üzerinden yaptığı açıklamada, Macron'un Ukrayna'ya asker gönderme fikrinden vazgeçmediğini kaydetti. Bu duruma tepki gösteren Medvedev, "Barış gücü olarak NATO birliklerine hayır. Rusya böyle bir güvenlik garantisini kabul etmeyecektir." ifadelerini kullandı. Medvedev'in bu net ve kararlı tutumu, Rusya'nın Ukrayna konusundaki kırmızı çizgilerini bir kez daha vurguladı.

Medvedev, Macron'a yönelik eleştirilerini daha da ileri götürerek, "Galya horozu" benzetmesi yaptı ve "Ancak kısık sesli, zavallı kuş, kümesin kralı olduğunu kanıtlamak için ötmeye devam ediyor." dedi. Bu ifadeler, Rusya'nın Macron'un tutumuna karşı duyduğu rahatsızlığı açıkça ortaya koydu.

AB'nin Yeni Güvenlik Mekanizması Çağrısı

Avrupa Birliği liderleri, 18 Ağustos'ta Beyaz Saray'daki zirveye ilişkin durum değerlendirmesi yapılan toplantının ardından "Şimdi, NATO'nun 5. maddesine benzer, ABD'nin de dahil olacağı güçlü bir güvenlik mekanizmasını oluşturma zamanı." açıklamasını yapmıştı. Bu çağrı, Avrupa'nın kendi güvenlik mimarisini güçlendirme arayışının bir göstergesi olarak değerlendiriliyor.

Ukrayna krizi, uluslararası arenada gerginliğin tırmanmasına neden olurken, Rusya'nın NATO'ya yönelik bu sert uyarısı, bölgedeki dengeleri daha da karmaşık hale getirebilir. Medvedev'in açıklamaları, Rusya'nın Ukrayna'daki durumu kendi ulusal güvenliği açısından bir tehdit olarak algıladığını ve bu konuda taviz vermeyeceğini gösteriyor. Bu durum, gelecekteki diplomatik çabaların ve müzakerelerin ne kadar zorlu geçeceğinin bir işareti olarak yorumlanabilir. Krizin çözümü için tüm tarafların yapıcı bir diyalog içinde olması ve gerilimi tırmandıracak adımlardan kaçınması büyük önem taşıyor.