
Şok İstatistik: Cezaevinden Çıkan Her İki Kişiden Biri Yine Suçlu!
Türkiye'deki infaz rejimine dair tartışmalar, son dönemde yaşanan olaylarla yeniden alevlendi. Özellikle şiddet olaylarının faillerinin suç geçmişleri, sistemdeki sorunları gözler önüne seriyor. Adalet Bakanlığı'nın verileri ise durumun vahametini ortaya koyuyor: Cezaevinden çıkan her iki kişiden biri tekrar suç işliyor.
Yüksek Suç Oranının Nedenleri Neler?
Adalet Bakanlığı'nın verilerine göre, Türkiye'de cezaevinden çıkanların yüzde 45'i yeniden suç işlemeye başlıyor. Bu oran, dünya ortalaması olan yüzde 40-45 civarında seyrediyor. Peki, bu yüksek oranın altında yatan sebepler neler?
- Yetersiz Psikolojik Destek: Hukukçular, cezaevinden çıkan bireylere yeterli psikolojik destek sağlanmamasının suç oranlarını artırdığını belirtiyor.
- Sosyal Entegrasyon Sorunları: Cezaevinden çıkan bireylerin topluma yeniden entegre olamaması, iş bulamaması ve sosyal destek eksikliği de suç işlemeye yöneltici faktörler arasında yer alıyor.
- İnfaz Sistemindeki Açıklar: Mevcut infaz sistemindeki bazı açıklar, suçluların erken tahliye olmasına ve yeniden suç işlemelerine olanak sağlayabiliyor.
Yeni İnfaz Düzenlemesi Yolda mı?
Türkiye gazetesinin Adalet Bakanlığı kaynaklarına dayandırdığı habere göre, bakanlık yeni bir infaz düzenlemesi üzerinde çalışıyor. Bu düzenlemenin, denetimli serbestlik yükümlülüklerine yönelik yeni düzenlemeler içermesi bekleniyor. Amaç, denetimli serbestlik sistemini daha etkin hale getirerek suç oranlarını düşürmek.
Güncel rakamlara göre Türkiye'de cezaevinde 400 binden fazla tutuklu ve hükümlü bulunuyor. Ayrıca, 600 bin hükümlü ise denetimli serbestlik kapsamında cezasını dışarıda infaz ediyor. Bu da Türkiye'de şu anda bir milyondan fazla kişinin infaz sistemi içinde olduğu anlamına geliyor.
Cezaevinden çıkanların yeniden suç işleme oranının yüksekliği, infaz sistemindeki sorunların çözülmesi gerektiğini açıkça gösteriyor. Yeni infaz düzenlemesi ve iyileştirilmiş denetimli serbestlik uygulamaları, suç oranlarını düşürmede önemli bir rol oynayabilir. Ancak, psikolojik destek ve sosyal entegrasyon gibi faktörlerin de göz ardı edilmemesi gerekiyor. Aksi takdirde, sadece cezalandırma odaklı bir yaklaşım, sorunun kökten çözümüne katkı sağlamayacaktır.












