Tele1 kanalına kayyım atanması kararı, Türkiye gündemine bomba gibi düştü. Savcılığın, Merdan Yanardağ'ın oğlu Alp Yanardağ'ın kanalın sahibi olduğu gerekçesiyle kayyım ataması yapması, büyük bir tartışma başlattı. Ancak, Ticaret Sicil Gazetesi kayıtları, savcılığın bu gerekçesinde bir hata olabileceğini gösteriyor. Peki, gerçekte neler oluyor? Tele1'e kayyım atanmasının perde arkasında neler var?

Tele1'e Kayyım Atanma Süreci

Tele1, 9 Ocak 2017 tarihinde yayın hayatına başladı ve kurucusu Merdan Yanardağ yönetiminde yaklaşık sekiz yıldır yayınını sürdürüyor. Yanardağ'ın "casusluk" suçlamasıyla gözaltına alınmasının ardından, henüz tutuklama kararı bile çıkmadan savcılık kanala kayyım atadı. Savcılık açıklamasında, Yanardağ'ın "kanalın fiili kullanıcısı olduğu, resmi kayıtlarda oğlu Alp Yanardağ’ın şirket sahibi olarak göründüğü" belirtildi. Bu gerekçeyle, kanalın sahibi olan ABC Radyo Televizyon ve Dijital Yayıncılık Anonim Şirketi'ne Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) yönetim kayyımı olarak atandı.

Ticaret Sicil Kayıtları Ne Diyor?

Radyo ve Televizyon Üst Kurulu'nun (RTÜK) internet sitesinde yer alan bilgilere göre, Tele1'in yayıncısı ABC Radyo ve Televizyon Dijital Yayıncılık Anonim Şirketi. Ancak, Ticaret Sicil Gazetesi kayıtlarına göre şirketin sahibi Alp Yanardağ değil. Hatta Alp Yanardağ, hiçbir zaman şirket yönetiminde de bulunmamış. Kayıtlara göre:

• 25 Nisan 2019 tarihinde Fırat Sakar, tek hissedar olarak şirketi devralmış.
• 21 Nisan 2022 tarihinde Merdan Yanardağ, hem tek pay sahibi olarak şirketi devralmış hem de Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini üstlenmiş.
• 25 Mart 2024 tarihinde Yanardağ'ın görevi sona ermiş ve Fırat Sakar, Yönetim Kurulu başkanı olarak göreve başlamış.
• 3 Mayıs 2024 tarihinde Sakar, sermaye arttırımına gitmiş ve şirketin sermayesi 7,5 milyar liraya yükselmiş.
• Ticaret Sicil Gazetesi kayıtlarına göre, Alp Yanardağ hiç şirket yönetiminde görev almamış.

Savcılık Açıklaması Tartışma Yarattı

Savcılık açıklamasında yer alan ". Merdan Yanardağ'ın söz ve eylemleriyle birçok kez soruşturmaya ilişkin suç işlediği, kanalın fiili kullanıcısı olduğu, resmi kayıtlarda oğlu Alp Yanardağ’ın şirket sahibi olarak göründüğü." kısmı, bu bilgiler ışığında açıklamaya muhtaç bir duruma geliyor. Bu durum, savcılığın kayyım atama gerekçesinde bir hata yapıp yapmadığı sorusunu akıllara getiriyor. Basın özgürlüğü ve ifade özgürlüğü açısından büyük önem taşıyan bu olay, hukuk çevrelerinde de geniş yankı uyandırdı.

Tele1'e kayyım atanması kararı, Türkiye'de basın özgürlüğü ve hukukun üstünlüğü ilkeleri üzerine yeni bir tartışma başlattı. Savcılığın gerekçesindeki olası hatalar, kararın yeniden değerlendirilmesi gerekliliğini ortaya koyuyor. Bu süreçte, gerçeklerin aydınlatılması ve hukukun doğru bir şekilde uygulanması büyük önem taşıyor. Olayın takipçisi olmaya devam edeceğiz.