Avukatlık Ücretlerine Şok Zam! Artık Dava Açmak Daha Mı Zor?
Gündem

Avukatlık Ücretlerine Şok Zam! Artık Dava Açmak Daha Mı Zor?


04 November 20255 dk okuma6 görüntülenmeSon güncelleme: 04 November 2025

Türkiye Barolar Birliği'nin 2025-2026 yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi (AAÜT) Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Yeni tarifeye göre avukatlık ücretlerine ortalama %36,15 oranında zam yapıldı. Bu gelişme, dava açmayı düşünen vatandaşlar için önemli bir maliyet artışı anlamına geliyor. Peki, bu zam oranları hangi dava türlerini nasıl etkileyecek? İşte detaylar...

Yeni Avukatlık Ücretleri: Hangi Dava Ne Kadar?

Yeni düzenlemeyle birlikte avukatların dava türlerine göre alacağı ücretler de belirlendi. Zam oranlarının, ekonomik koşullar ve enflasyon dikkate alınarak uygulandığı belirtiliyor. İşte bazı dava türleri için belirlenen yeni ücretler:

  • Tüketici Mahkemelerinde takip edilen davalar: 22.500 TL
  • İcra Dairelerinde yapılan takipler: 9.000 TL
  • Tahliyeye ilişkin icra takipleri: 20.000 TL
  • Asliye Mahkemelerinde takip edilen davalar: 45.000 TL
  • Sulh Hukuk Mahkemesinde görülen davalar: 30.000 TL
  • Ağır Ceza ve Çocuk Ağır Ceza Mahkemelerinde takip edilen davalar: 65.000 TL
  • İdare ve Vergi Mahkemelerinde duruşmasız takip edilen davalar: 30.000 TL

Ayrıca, şirketlerde çalıştırılması zorunlu sözleşmeli avukatların aylık ücreti 45.000 TL'ye, yapı kooperatiflerinde görev yapan avukatların ücreti ise 27.000 TL'ye yükseltildi.

Danışma Ücretleri de Arttı

Sadece dava ücretleri değil, avukatlık danışma ücretleri de güncellendi. Yeni tarifeye göre:

  • Ofiste danışma ücreti: 4.000 TL (ekstra her saat için 1.800 TL)
  • Dışarıda danışma ücreti: 7.000 TL
  • İcra takibi: 9.000 TL
  • İcra davası: 11.000 TL
  • Dilekçe, ihtarname ücreti: 6.000 TL
  • Sözleşme ücreti: 8.000 TL

Avukatlık ücretlerindeki bu artışın, vatandaşların hukuki hizmetlere erişimini zorlaştırabileceği endişesi taşıyor. Özellikle ekonomik olarak zor durumda olan bireyler için dava açmak veya hukuki danışmanlık almak daha da güçleşebilir. Bu durum, adalete erişimde eşitsizliklere yol açabileceği gibi, insanların haklarını aramaktan vazgeçmelerine de neden olabilir.