Yeşilçam'ın unutulmaz ismi Fatma Girik'in 24 Ocak 2022'deki vefatı, sevenlerini yasa boğmuştu. Vefatının ardından ailesi, tedavi sürecinde ihmal olduğu iddiasıyla İstanbul Ulus'taki özel bir hastane ve refakatçi hakkında savcılığa başvurmuştu. Savcılık, yapılan detaylı inceleme sonucunda kararını açıkladı.

Fatma Girik'in Ölümünde İhmal Var Mıydı?

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Genel Soruşturma Bürosu tarafından yürütülen soruşturma tamamlandı. 18 Şubat 2025 tarihli kararda, Fatma Girik'in vefatında herhangi bir ihmalin bulunmadığına kanaat getirilerek "kovuşturmaya yer olmadığına" hükmedildi. Bu karar, şüpheli sıfatıyla hastanede refakatçi olarak bulunan Fatma Ahu Turanlı ve hastanede görevli hekimleri rahatlattı.

Soruşturma kapsamında, Sağlık Bakanlığı Mesleki Sorumluluk Kurulu ve enfeksiyon ile göğüs hastalıkları alanında uzman isimlerin görüşlerine başvuruldu. Hazırlanan raporlarda, Fatma Girik'in yaşı (78),mevcut sağlık durumu ve Covid-19'un klinik seyri dikkate alındığında ölümün doğal bir süreç sonucunda gerçekleştiği belirtildi. Raporda ayrıca, yapılan tıbbi müdahalelerde herhangi bir ihmale ya da kusura rastlanmadığı vurgulandı.

Süreç Nasıl İşledi?

Soruşturma dosyasında yer alan bilgilere göre, Fatma Girik'e ilk yapılan Covid-19 testi negatif çıktı. Ancak 21 Ocak'ta yapılan ikinci testte pozitif bulguya rastlandı. Durumunun kötüleşmesi üzerine solunum sıkıntısı ve çoklu organ yetmezliği belirtileri gösteren Girik, yoğun bakıma alındı. Tüm tıbbi müdahalelere rağmen, 24 Ocak 2022 tarihinde hayatını kaybetti.

Savcılık kararında, "Tıbbi müdahalede gerekli özenin gösterildiği ve hekimlik uygulamalarının tıbben doğru şekilde yerine getirildiği" ifade edilerek, 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkındaki Kanun kapsamında soruşturma izni verilmesine gerek olmadığına hükmedildi.

Bu kararla birlikte, Fatma Girik'in vefatıyla ilgili hukuki süreç tamamlanmış oldu. Ailenin ihmal iddiasıyla başlattığı soruşturma, herhangi bir kusur bulunmaması nedeniyle sonuçsuz kaldı. Fatma Girik'in mirası, Türk sinemasına bıraktığı unutulmaz eserlerle yaşamaya devam edecek.