Ekrem İmamoğlu'nun gözaltına alınması ve sonrasında yaşanan protestolar, Türkiye genelinde yankı uyandırdı. Protestolara katılanlardan çoğunluğu genç olmak üzere yüzlerce kişi tutuklandı ve Şeker Bayramı'nı cezaevinde geçirmek zorunda kaldı. Bu durum, kamuoyunda geniş tartışmalara yol açarken, yetkililerden de açıklamalar geldi. ## Protestolar ve Tutuklamalar: Son Durum İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun gözaltına alınmasının ardından başlayan protestolar, kısa sürede ülke geneline yayıldı. Protestolar sırasında yaklaşık 2 bin kişi gözaltına alındı. Bu kişilerden 316'sı tutuklandı. Tutuklananların illere göre dağılımı şu şekilde: * İstanbul: 268 * İzmir: 19 * Bursa: 19 * Ankara: 4 * Kocaeli: 3 * Adana: 3 Tutuklananların büyük bir kısmını gençlerin oluşturması, kamuoyunda endişe yarattı. Bu gençler, Şeker Bayramı'nı ailelerinden uzakta, cezaevinde geçirmek zorunda kaldılar. İzmir, Bursa, Ankara, Kocaeli ve Adana'da tutuklananlar hakkında henüz iddianame hazırlanmazken, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, protestolara katılan ve aralarında tutukluların da bulunduğu 213 kişi hakkında iki ayrı iddianame hazırladı. Bu kişiler, "kanuna aykırı toplantı ve yürüyüşlere silahsız katılarak ihtara rağmen kendiliğinden dağılmama" suçlamasıyla yargılanacak ve 6'şar aydan 3'er yıla kadar hapis cezası alabilecekler. ## "İşkence ve Kötü Muamele" İddiaları Tutuklamaların ardından cezaevlerinde yaşananlara dair çeşitli iddialar ortaya atıldı. Bazı tutukluların aile görüşmeleri, sağlık, hijyen, barınma ve diğer temel haklarının engellendiği iddia edildi. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, bu iddialara yanıt vererek, "İşkence ve kötü muamele yapıldığına yönelik iddialar gerçek dışıdır, vicdan ve izandan yoksun iftiralardır. Mesnetsiz iddialar, devletimizi, adalet sistemimizi ve infaz kurumlarımızı itibarsızlaştırmayı hedefleyen karanlık bir propagandanın parçasıdır" şeklinde konuştu. Ancak, Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Kemal Aytaç, bu açıklamalara karşılık olarak Tunç'a cezaevlerini birlikte ziyaret etmeyi önerdi. Aytaç, cezaevlerindeki koşulların bağımsız bir şekilde incelenmesi gerektiğini vurguladı. Bu tartışmalar, cezaevlerindeki koşulların ve tutukluların haklarının ne kadar korunduğu sorusunu tekrar gündeme getirdi. Ekrem İmamoğlu'nun gözaltına alınmasıyla başlayan ve tutuklamalarla devam eden süreç, Türkiye'de ifade özgürlüğü ve protesto hakkı konularında tartışmaları alevlendirdi. Gençlerin cezaevinde bayram geçirmesi, yaşananların vahametini gözler önüne sererken, cezaevlerindeki koşullara dair iddialar da soruşturulması gereken önemli bir konu olarak öne çıkıyor. Bu süreç, Türkiye'deki hukuk devleti ilkesinin ne kadar güvende olduğu sorusunu da beraberinde getiriyor.