ABD'de Filistin'e destek verdiği gerekçesiyle yaklaşık 7 haftadır gözaltında tutulan Türk doktora öğrencisi Rümeysa Öztürk, nihayet özgürlüğüne kavuştu. Federal mahkemenin "Delil yok" kararı sonrası kefaletle serbest bırakılan Öztürk, kendisine verilen destek için herkese teşekkür etti. Bu gelişme, uluslararası kamuoyunda da yankı uyandırdı.

Gözaltı Süreci ve Mahkeme Kararı

Rümeysa Öztürk'ün gözaltına alınması, ABD'deki üniversitelerde Filistin'e destek gösterilerinin yoğunlaştığı bir döneme denk geldi. Öztürk'ün Filistin'e destek eylemlerine katılması gerekçe gösterilerek gözaltına alınması, Türkiye'de ve uluslararası alanda büyük tepkilere yol açmıştı. Yaklaşık 7 hafta süren gözaltı sürecinde Öztürk'ün avukatları, müvekkillerinin suçsuz olduğunu ve serbest bırakılması gerektiğini savunmuştu. Federal mahkeme, yapılan yargılama sonucunda "Delil yok" diyerek Öztürk'ün kefaletle serbest bırakılmasına karar verdi.

Mahkeme sürecinde dikkat çeken bazı noktalar:

• Savcılık, Öztürk'ün Filistin'e destek eylemlerine katıldığını ve bu eylemlerin kamu düzenini bozduğunu iddia etti.
• Öztürk'ün avukatları ise müvekkillerinin ifade özgürlüğünü kullandığını ve herhangi bir suç işlemediğini savundu.
• Mahkeme, savcılığın sunduğu delillerin yetersiz olduğuna karar vererek Öztürk'ün serbest bırakılmasına hükmetti.

Rümeysa Öztürk'ün Açıklamaları

Özgürlüğüne kavuştuktan sonra açıklama yapan Rümeysa Öztürk, kendisine verilen destek için herkese teşekkür etti. Öztürk, "Bu süreçte bana destek olan herkese minnettarım. Yanımda olduğunuzu bilmek bana güç verdi. Adaletin yerini bulduğuna inanıyorum" dedi. Öztürk'ün avukatları da mahkeme kararından memnuniyet duyduklarını dile getirerek, müvekkillerinin en kısa sürede Türkiye'ye dönmesini beklediklerini ifade ettiler.

Gözaltının Ardından Yaşananlar ve Bundan Sonrası

Rümeysa Öztürk'ün serbest bırakılması, Türkiye-ABD ilişkilerinde de olumlu bir gelişme olarak değerlendiriliyor. Türk yetkililer, Öztürk'ün serbest bırakılmasından duydukları memnuniyeti dile getirerek, ABD'deki diğer Türk vatandaşlarının haklarının korunması için de gerekli adımların atılacağını vurguladılar. Bu olay, uluslararası hukuk ve insan hakları açısından da önemli bir örnek teşkil ediyor. İfade özgürlüğünün korunması ve adil yargılanma hakkının sağlanması, demokratik toplumların temel ilkelerinden biridir. Bu ilkelere uyulması, uluslararası ilişkilerin sağlıklı bir şekilde yürütülmesine katkı sağlamaktadır.