Rusya: Fransa'nın Nükleer Planları Uluslararası Güvenliği Tehdit Ediyor
Son Dakika

Rusya: Fransa'nın Nükleer Planları Uluslararası Güvenliği Tehdit Ediyor


20 March 20255 dk okuma39 görüntülenmeSon güncelleme: 27 June 2025

Rusya Güvenlik Konseyi Sekreteri Sergey Şoygu, Fransa'nın nükleer kapasitesini kullanma planlarının uluslararası toplum için ciddi bir tehdit oluşturduğunu belirtti. Moskova'da gazetecilere yaptığı açıklamada, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un Avrupa'nın güvenliği için nükleer silahları kullanma niyetini eleştirdi.

Fransa'nın Nükleer Planları ve Rusya'nın Tepkisi

Şoygu, Macron'un açıklamalarını ciddiye aldıklarını vurgulayarak, "Nükleer silaha sahip bir ülke liderinin bu tür açıklamalar yapması, tüm uluslararası toplum için tehdit oluşturuyor. Bu söylemler, Avrupa'daki Rus karşıtı duyguları yansıtıyor." dedi. Fransa'nın 290 nükleer başlığa sahip olduğunu hatırlatan Şoygu, Macron'un açıklamalarının Avrupa Birliği (AB) yetkilileri tarafından da benimsendiğine dikkat çekti.

Avrupa'nın Askerileştirilmesi ve Sonuçları

Şoygu, Macron'un açıklamalarının ardından "Avrupa'nın askerileştirilmesi" konusunun gündeme geldiğini belirterek, bunun Avrupa için çıkmaz bir yol olduğunu ifade etti. Rusya'nın, Avrupa'da eşit ve bölünmez güvenlik ilkelerine bağlı kaldığını vurgulayan Şoygu, bu tür adımların bölgesel istikrarı zedeleyebileceğini söyledi.

Ermenistan'ın AB Üyeliği ve Yaptırımlar

Şoygu, Ermenistan'ın AB'ye katılması durumunda, AB'nin Rusya'ya uyguladığı yaptırımlara ve askeri siyasi kararlarına katılmak zorunda kalacağını belirtti. Ayrıca, AB'nin İran'a yönelik yaptırımlarına da değinen Şoygu, Ermenistan-İran ticaret hacminin 2024'te 737 milyon dolara ulaştığını kaydetti. Rusya Güvenlik Konseyi, mayıs ayında düzenlenecek güvenlik toplantısına ABD'li temsilcileri de davet edecek. Bu toplantı, uluslararası güvenlik ve nükleer silahların kullanımı gibi kritik konuları masaya yatıracak. Sonuç olarak, Fransa'nın nükleer planları ve Avrupa'nın askerileştirilmesi, Rusya'nın uluslararası güvenlik politikalarını yeniden gözden geçirmesine neden oluyor. Bu gelişmeler, bölgesel ve küresel dengeleri etkileyecek önemli bir dönüm noktası olabilir.