Düzce'de yaşanan olay, sosyal medya kullanımının karanlık yüzünü bir kez daha gözler önüne serdi. 19 yaşındaki Batuhan E., 2022 yılında sosyal medya üzerinden 14 yaşındaki E.S. ile tanıştı. Bir süre sonra Batuhan E., E.S.'ye cinsel içerikli fotoğraflar gönderdi ve benzer içerikte fotoğraflar talep etti. Bu durumdan rahatsız olan E.S., cinsel tacize uğradığını belirterek şikayetçi oldu. Olayın ardından açılan dava, Türkiye'de büyük yankı uyandırdı.

Sosyal Medya Tuzağı ve Taciz İddiaları

E.S.'nin şikayeti üzerine başlatılan soruşturmada, yazışmalar delil olarak sunuldu. İfadesinde suçunu itiraf eden Batuhan E. hakkında, "haberleşme araçlarının sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle cinsel taciz" ve "müstehcenlik" suçlarından 6 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı. Ancak davanın seyrinde yaşanan gelişmeler, kamuoyunda büyük bir tartışma başlattı.

Mahkemeden Şaşırtan Karar: Haksız Tahrik İndirimi

Davanın ilerleyen aşamalarında mahkeme, Batuhan E.'ye "haksız tahrik" indirimi uyguladı. Bu karar, özellikle sosyal medyada büyük tepki topladı. Hukukçular ve aktivistler, bu tür kararların taciz suçlarını meşrulaştırabileceği ve mağdurları cesaretsizleştirebileceği konusunda endişelerini dile getirdi. Kararın gerekçesi ise henüz kamuoyu ile paylaşılmadı, ancak "haksız tahrik" indirimi uygulanması, davanın seyrini tamamen değiştirdi.

Sosyal Medya ve Çocukların Korunması

Bu dava, sosyal medyanın çocuklar üzerindeki potansiyel tehlikelerine dikkat çekiyor. Uzmanlar, ailelerin çocuklarının sosyal medya kullanımlarını yakından takip etmeleri, onları bilinçlendirmeleri ve olası risklere karşı korumaları gerektiğini vurguluyor. Ayrıca, sosyal medya platformlarının da çocukların güvenliğini sağlamak için daha etkin önlemler alması gerektiği belirtiliyor.

• Çocukların sosyal medya kullanımları düzenli olarak takip edilmeli.
• Çocuklara, internet üzerindeki tehlikeler hakkında bilgi verilmeli.
• Aileler, çocuklarının gizlilik ayarlarını kontrol etmeli.
• Sosyal medya platformları, çocukların güvenliği için daha fazla kaynak ayırmalı.

Bu tür davaların emsal teşkil etmemesi için hukuk sisteminin daha hassas ve adil kararlar vermesi gerekiyor. Unutulmamalıdır ki, her çocuk güvenli bir ortamda büyüme hakkına sahiptir ve bu hakkın korunması hepimizin sorumluluğundadır.