Kürt Dil Haklarını İzleme ve Raporlama Platformu'nun 2025'in ilk çeyreğine dair yayınladığı rapor, Kürtçe'nin kamusal alanda karşılaştığı engellemelerin vahametini gözler önüne seriyor. Toplam 24 farklı engelleme vakasının tespit edildiği raporda, medya, kültür-sanat, kamusal alanlar ve hapishaneler gibi farklı alanlardaki ihlaller detaylı bir şekilde inceleniyor. Kürtçe'ye yönelik bu sistematik baskılar, dil hakları savunucularının ve kamuoyunun tepkisini çekiyor.

Medya ve Kültür-Sanatta Yoğun Baskı

Rapora göre, engellemelerin en çok yaşandığı alanlar medya ve kültür-sanat. Mezopotamya Ajansı ve JINNEWS gibi Kürtçe yayın yapan kuruluşların Türkçe sayfalarına dahi erişim engeli getirilmesi, basın özgürlüğüne vurulan ağır bir darbe olarak değerlendiriliyor. Kürt sanatçılar ve akademisyenlerin çeşitli baskılara maruz kalması ise, Kürt kültürünün gelişimini engellemeye yönelik bir girişim olarak yorumlanıyor.

Raporda Yer Alan Önemli Engellemeler

Raporda dikkat çeken bazı engellemeler şu şekilde sıralanıyor:

• TBMM Genel Kurulu’nda “Jin, Jiyan, Azadî” sloganının tutanaklara geçirilmemesi
• Kürtçe pankartlara müdahale edilmesi ve yasaklanması
• Kürtçe konserlerin iptal edilmesi ve sanatçılara yaptırım uygulanması
• Hapishanelerde Kürtçe konuşmanın ve mektupların yasaklanması
• Kürtçe içerik paylaşan sosyal medya hesaplarının askıya alınması
• Kürt medyasına yönelik yeni sansür dalgaları

Bu örnekler, Kürtçe'nin kamusal alanda kullanımının engellenmesine yönelik sistematik bir yaklaşımın olduğunu gösteriyor. Özellikle sosyal medya hesaplarının askıya alınması, Kürtçe'nin dijital alandaki varlığını da hedef aldığını ortaya koyuyor.

Dil Hakları Mücadelesi Devam Ediyor

Kürt Dil Haklarını İzleme ve Raporlama Platformu, Kürt dil haklarını izlemeye ve bu ihlalleri kamuoyuna duyurmaya devam edeceğini belirtiyor. Platform, bu tür engellemelerin Kürtçe'nin yaygınlaşmasını ve gelişmesini engellediğini vurgulayarak, yetkilileri bu konuda daha duyarlı olmaya çağırıyor. Dil hakları savunucuları, Kürtçe üzerindeki baskıların sona ermesi ve Kürtçe'nin kamusal alanda serbestçe kullanılması için mücadelelerini sürdüreceklerini ifade ediyor.

Kürtçe'ye yönelik bu engellemeler, Türkiye'deki dil ve ifade özgürlüğü tartışmalarını yeniden alevlendiriyor. Kürtçe'nin anadil olarak eğitimde yer alması ve kamusal alanda serbestçe kullanılması talepleri, uzun yıllardır devam eden bir mücadelenin parçası. 2025'in ilk çeyreğinde yaşanan bu gelişmeler, Kürtçe'nin geleceğiyle ilgili endişeleri artırırken, dil hakları savunucularının kararlılığını da perçinliyor.