Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) Onursal Başkanı Selçuk Kozağaçlı, tahliye edilmesinin üzerinden henüz 24 saat geçmeden yeniden gözaltına alındı. Bu ani gelişme, hukuk çevrelerinde büyük bir şaşkınlık ve tepkiye yol açtı.
Tahliye Kararı İptal Edildi
Kozağaçlı’nın çalışma arkadaşlarından avukat Naim Eminoğlu, Kozağaçlı’nın tahliyesinin İdare ve Gözlem Kurulu kararıyla iptal edildiği bilgisini verdi. Eminoğlu, kararın hukuki açıdan son derece sorunlu olduğunu belirterek, "Hiç karşılaşılan bir durum değil" dedi. Bu durum, hukuk sistemimizdeki bazı uygulamaların ne kadar keyfi ve öngörülemez olabileceğini gözler önüne seriyor.
Avukat Eminoğlu, Kozağaçlı’nın savcılığa ve mahkemeye çıkartılmadan doğrudan hapishaneye gönderileceğini aktardı. Bu durum, Kozağaçlı'nın savunma hakkının kısıtlanması anlamına geliyor ve adil yargılanma ilkesine aykırılık teşkil ediyor.
Savcılığın İtirazı
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, 2017'den beri hapis tutulan Kozağaçlı’nın infazının bitmesi üzerine tahliye edilmesine karşı itiraz etmişti. Savcılığın bu itirazı, tahliye kararının iptal edilmesinde etkili oldu. Bu durum, savcılığın yetkilerini ne kadar geniş bir şekilde kullanabildiğini ve bireylerin özgürlüğünü nasıl etkileyebildiğini gösteriyor.
Selçuk Kozağaçlı'nın yaşadığı bu durum, Türkiye'deki hukuk sisteminin işleyişi ve yargı bağımsızlığı konularında ciddi soru işaretleri yaratıyor. Bir hukuk devletinde, tahliye kararının bu kadar kısa sürede iptal edilmesi ve bir kişinin yeniden gözaltına alınması kabul edilemez bir durumdur.
Hukuk Skandalı mı?
Bu olayın ardından birçok hukukçu ve insan hakları savunucusu, kararın siyasi bir motivasyonla alındığını ve Kozağaçlı'nın hedef gösterildiğini savunuyor. Türkiye'deki yargı sisteminin bağımsızlığı ve adil yargılanma hakkı konusundaki endişeler giderek artıyor.
Bu tür olaylar, hukuk sistemine olan güveni sarsmakla kalmıyor, aynı zamanda Türkiye'nin uluslararası alandaki itibarını da zedeliyor. Hukukun üstünlüğüne saygı duymak, bir ülkenin demokratik ve adil bir şekilde yönetilmesinin temel şartlarından biridir.
Selçuk Kozağaçlı'nın yeniden gözaltına alınması, Türkiye'deki hukuk sisteminin ne kadar kırılgan olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Bu durum, hukuk devletinin temel ilkelerinin korunması ve yargı bağımsızlığının sağlanması için daha fazla çaba gösterilmesi gerektiğini açıkça ortaya koyuyor.